Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Stefan Zweig
...sana ait yüzlerce küçük anıyı, her karşılaşmayı, her bekleyişi, kendim için yeniliyordum, bu küçük olayları birer tiyatro oyunu gibi kendime oynuyordum. Ve işte o yüzden, yani bir zamanlara ait her saniyeyi kendime sayısız defa tekrar ettiğimden, bütün çocukluğum belleğimde öylesine yakıcı bir anı olarak kaldı ki, o geçmişe karışan yıllara ait her dakikayı sanki daha dün kanımda dolaşmış gibi sıcak ve canlı hissedebiliyordum...


0 Yorum :
Yorum Gönder