Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali
Sonradan, bu eve gidip geldikçe, bu çocukların hepsiyle ahbap oldum. Hiç de fena insanlar değillerdi. Yalnız boş, bomboş mahluklardı. Yaptıkları münasebetsizlikler hep buradan geliyordu. İçlerinin esneyen boşluğu karşısında ancak başka başka insanları istihfaf ve tahkir etmek, onlara gülmek suretiyle kendilerini tatmin edebiliyorlar, şahsiyetlerinin farkına varıyorlardı. Konuşmalarına dikkat ederdim. İktisat Vekaleti'nin en küçük iki memuru olan Vedat'la Cihat'ın daire arkadaşlarını, Raif Efendi'nin büyük kızı Necla'nın da mektep arkadaşlarını çekiştirmekten, kendilerinde de aynen mevcut olan birtakım giyiniş ve hareket garabetlerini yalnız başkalarında görüp alaya alarak fıkır fıkır gülmekten başka işleri yoktu : "Mualla'nın düğünde giydiği o tuvalet neydi ayol? Kıh, kıh,kıh!" "Kız bizim Orhan'ı nasıl terslerdi, bir görseydin... Kah, kah, kah!"


0 Yorum :
Yorum Gönder